5 Eylül 2011 Pazartesi

Zuhal'in Kahvesi

Öfke, nefret, kin, endişe, şüphe, intikam, kendine acımak  tıpkı uyuşturucu gibi birer bağımlılıktır. İnsanı içten ve dıştan yıpratan büyük bağımlılıklar, taşıması ve yaşanması çok zor ruh halleridir. İnsanı yok eden, bitiren ve tüketen bağımlılıklar. Bazı insanlar kendine acımayı kendini acındırmayı yaşam felsefesi haline getirmişlerdir. Her zaman ve her şeyde en olumsuz, en mutsuz, en kötü çıkarımı elde ederler. Bir ömür hep hüzün, endişe, mutsuzluk içinde yaşamak ne büyük kayıp. Hayat hep güllük gülistanlık değildir ama her zamanda trajedi getirmez.
“ Her birimiz,  sadece kendine anlatsa bile kendi hayat hikayesini yaratır. Bazıları için bu hikaye mağdur olmakla ilgilidir. Mağduru oynamak kolaydır. Hayatınızın nasıl göründüğüyle ilgili herhangi bir sorumluluğu yüklenmek zorunda olmazsınız. Yaşamınızda yolunda gitmeyen herhangi bir şey için kendinize bakıp herhangi bir değişikli yapmaya gerek duymadan, diğer herkesi suçlayabilirsiniz. Fakat mağduru oynadığınızda, sizi mağdur ettiğini ileri sürdüğünüz gücünüzü açığa çıkarırsınız. Bu yaşamak için seçilmiş oldukça aciz bir yoldur. “ Robin Sharma
Hayatını daima kaybeden olarak sürdürmek veya kendini kaybetmeye layık görmek insanın seçimidir. Daima iyimseri oynamak kadar kötümser olmak da zordur. Nasıl bir ruha sahip olmak ister insan kötülükle mi beslenen, iyilikle mi beslenen? Tercih hayatını huzurlu sürdürmek isteyen akıllı insanın elindedir. Geçenlerde Murathan Munga’nın bir röportajında okuduğum bir bölümde annesini çok güzel anlatmıştı; “Annem, çok az insanda görülen bir özelliğe sahipti. Başkalarının sevincinden keyif almayı bilen bir kadındı. Ne yazık ki, bizim insanımızın çok az bildiği bir şey bu. Kederini, acını paylaşmayı bilir de, mutluluğunu paylaşmayı bilmez. Anneme bir arkadaşımın çocuğu olmuş dediğimde, sesi sevinçten çınlardı, gerçek bir coşku gösterir, sahiden mutlu olurdu.”
Hayatın da her zaman dram olmasına izin vermemeli, olaylar bazen trajedi, bazen komedi, bazen aksiyon, bazen gerilim,  bazen de romantik  film tadında olur. Nasıl yaşamak istediğin, nasıl başettiğin önemli.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder