29 Ağustos 2011 Pazartesi

Zuhal'in Kahvesi

Amerika da yapılan bir araştırmada bir kitabın veya bir filmin sonunu bilmek, karakterleri tanıyarak okumak veya izlemek insanı daha mutlu edip keyif veriyormuş. Bilinenin aksine hikayeyi bilmeden sonunu tahmin etmek, karakterleri tanımaya çalışmak daha yoruyor. İnsan bildiği, tanıdığı sonu hakkında bilgi sahibi olduğu hikayeyi daha çok  benimseyip, severmiş. İnsan da hayatına sonradan kattığı, kişiliği, tarzı oturmuş, olgun döneminde tanıdığı kişilerle daha mı iyi anlaşır, kaynaşır? Yıllarca beraber büyüdüğü, adım adım izlediği insanlarla hayatını paylaşmak daha mı sıkıcı, daha mı yorucu, daha mı güvenli ? 20 sene, 30 sene, 40 sene yanyana, içiçe, iyi günde kötü günde, hatalarda, sevaplarda beraber olmak avantaj mı, dezavantaj mı? 
Kadın anlatıyordu "o kadar çok şey paylaştık  ki bunca yıl sonra artık sıradan iki kişi olduk, birbirimize hiç heyecan, özlem, merak duymadan günler aylar geçiyor. Birbirimizden yorulduk" 
Erkek anlatıyordu "beraber büyüdük, hayatı beraber öğrendik, biz birbirimizin eli-kolu olduk, ben onsuz nefes alamam"
Kadın anlatıyordu " sadece bir kaç ay önce tanıştık ama sanki ruh eşim gibi yıllardır tanıyor gibiyim. Beni çok iyi anlıyor, bana huzur veriyor"
Erkek anlatıyordu "her geçen sene birbirimizden daha da uzaklaştık, 20 yıllık ilişki sonunda iki yabancı olduk artık"
Bir kitabı başından sonuna adım adım okumak, bir karakteri yavaş yavaş tanımak mı, kişiliği oturmuş olgunlaşmış haliyle tanımak mı daha sağlıklı?
İnsan olgunlaştıkça, kişiliği oturdukça daha anlaşılır, geçinilebilir, ilginç hale gelebilir. Çok uzun süre birarada olmak bazen ilişkileri güçlendirir bazen de yorabilir. Beraber olmanın kalitesi daha önemli , nicelik değil nitelik gerekir. Kaç yıldır beraber olduğun önemli değil, ne kadar doğal, yakın ve samimi olduğun önemlidir. Huzurlu bir ilişki kurabilmek gerekir.
Bir kitabı ortasından okumaya başlamak, bir filmin sonunu bilerek seyretmek de ayrı bir heyecan verir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder