29 Kasım 2010 Pazartesi

Zuhal'in Kahvesi

Bazı insanların hayat hikayeleri çok özeldir çok imkansızdır. Zorluklardan zirvelere çıkmayı başarmışlardır.Herkes altın kaşıkla doğmuyor hatta tam tersi bazıları hayata 2-0 yenik başlıyorlar.Çok kötü şartlara şansız başlangıçlara rağmen büyük başarılar elde etmiş insanlar vardır.Tarihe geçmeyi başarmışlardır. Bu insanlar kapılar çok kez yüzlerine kapansada kendilerine inanmışlardır. Bu hikaye gibi hayatları okuyunca hiç birşeyin imkansız olmadığını, azmin zaferini ve insanın ne kadar büyük olabileceğini anlıyoruz.İnsanoğlu inatla savaşır,yeteneklerine güvenir ve asla pes etmezse başarı mutlaktır. Kapılar kapanır yeni kapılar fırsatlar doğar. Hayalleri olan cesur insanlar kazanır.

Hans Christian Andersen Danimarkalı ünlü masal ve roman yazarı,eserleri 150 dile çevrilmiştir.En popüler çocuk masallarının yazarı olan Andersen'in hayatı tam bir acıklı film gibidir.Çok fakir bir ailede doğmuş,babası küçükken ölmüş 11 yaşından itibaren akıl hastanesi, çamaşırhane, marangoz da çalışmış.Görünüşü alay konusu olan,dalgın,komik yürüyen ve yarı kapalı gözlerle dolaşan bir çocukmuş.17 yaşında 10-11 yaşında çocuklarla okumuş.Korkuları , endişeleri olan akıl sağlığı pek iyi olmayan biri için çok güzel hikayeler yazmıştır.Üniversiteden sonra şöhreti yayılmaya başlamış.Dickens,Hugo, Balzac, Mendelssohn,Alexandre Dumas ile dostluk kurmuş.
" Çirkin Ördek Yavrusundaki sakar aykırı tip adeta kendisiydi. Mutsuz ve travmalarla dolu çocukluğuna ragmen çocuklara yönelik çok güzel masallar yazmıştır.

Leonardo da Vinci İtalyan mimarı, mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltıraşı ve ressamıdır. En tanınmış yapıtları Mona Lisa ve Son Akşam Yemeği'dir.
Leonardo da Vinci İtalya'nın küçük bir dağ kasabasın da gayrimeşru bir çocuk olarak doğmuştur. Bu yüzden üniversiteye gitmek ve saygın bir meslek edinme hakkı olmamıştır.Ama o bir dahi sanatçı olarak hayatı boyunca bir sürü eser üretmiştir.13 bin sayfalık bir defterin de bir sürü önemli proje yer almıştır. Üniversiteye gidemiyen, babasının soyadını alamıyan Da Vinci 67yaşında Fransa da kendine ait bir sarayda ünlü ve zengin ölmüştür.

Başarılı zorlu hayat hikayelerini okumayı severim. Nerden nereye gelmiş insanları merakla takdirle hayretle okurum.Londra da yaşayan restoran sahibi Hüseyin Özer de onlardan biri ilham verici bir hikayesi var. Hayatı büyük zorluklarla geçmiş en büyük arzusu okumakmış.
Daha 11 yaşında bir çocukken köyünü terketti Hüseyin Özer. Ankara, İstanbul derken Londra'da buldu kendini. Parçalanmış bir ailenin 'ezik' çocuğu iken şimdi merkezi Londra'da olan 'Sofra', 'Özer' ve 'Granita' adlı 15 restoranın sahibi.
"Allah beni bilhassa lokantacı yapmış. Aslında hiç istemedim lokantacı olmayı, hep kaçtım.
Ama yine lokantacı oldum. Ekmek bulamıyordum ya küçükken, Allah'ın gücüne gitti, inadına lokantacı yaptı beni. Herkese ekmek, yemek veriyorum.
Sokak köpeklerine benzetirim çocukluğumu.Sokak köpekleri açtır ama kendini sevdirmeyi ister.
Ben de kendimi sevdirmeye çalışırdım hep. Bir sokak çocuğu olarak tuvaletlerde yattım, dünyanın en zenginleri arasında gösterilmeye alışmam zor oldu.
Kızılay'da tuvalette kalıyordum. Çakmak gazı dolduruyordum. Bir ciğerciyle anlaşmıştım, bana 75 kuruşa yarım ekmek arası ciğer veriyordu. Meyhanede çalışıyordum, günde bir kez ciğer ekmek yiyordum ama karnım yine de doymuyordu. Para kazanmaya başlamıştım. Kalmak için bir kömürlük tuttum. Hayatımın en güzel günleriydi. Yatağım vardı artık, kömürlük de olsa bana ait bir yer vardı. Buz gibiydi, soba yoktu. Ama yine de mutluydum. Hayatımın en önemli kararlarını o kömürlükte verdim. Mesela İngilizce öğrenmek gibi.
Para kazanmaya başlayınca, zaten amacım İstanbul'a gitmekti. Bunu başardım da. İstanbul'da bir İngilizce hocasıyla tanıştım. Haftada iki günlüğüne tuttum onu. Param ona yetiyordu. Öyle öyle ilerlettim
11 yaşımdayken ve Demirel başbakanken okumak için ondan yardım istemiş ve olumsuz yanıt almıştım. Demirel beni okutmadı ama Allah bana onun adını taşıyan üniversitede konferans vermeyi nasip etti. Bugün de Londra'da saygın bir üniversitede 'nasıl milyoner olunur' dersleri veriyorum. Allah'ın işine bakın. "
"En büyük hayalim bodrum katta bir evdi. Ben hep aşağı bakardım, yukarılara bakamazdım. Aşağıda da bodrum katlar var tabii. Orada yanan sobalar, sobaların üzerinde kaynayan çaydanlıklar bende 'yuva budur' duygusu yaratırdı. Hep böyle bir yuvam olsun istedim "

"Mağlubiyet son derece motive edicidir. Dibe vurduğunuzda en tepeden başka gidecek yeriniz kalmaz." Sang H.Kim
Frida Kahlo Meksikalı ünlü kadın ressam,marjinal, hafif bıyıklı, tek kaşlıydı. Altı yaşındayken geçirdiği çocuk felcinin sonucu olarak bir bacağı özürlü kalmış.18 yaşında geçirdiği bir trafik kazası bütün hayatını değiştirdi ,okuldan eve dönerken bindiği otobüsün tramvayla çarpışması sonucu çok kişinin öldüğü kazada, trenin demir çubuklarından birisi Frida’nın sol kalçasından girip leğen kemiğinden çıkmıştı.Bir yıl yatalak kalıp yürümeyi başardı. Kazadan sonra tüm hayatı korseler, hastaneler ve doktorlar arasında geçti; omurgası ve sağ bacağında dinmeyen acıyla yaşadı, 32 kez ameliyat edildi ve 46 yaşında çocuk felci nedeniyle sakat olan sağ bacağı kangren yüzünden kesildi.
Kazadan sonra hastaneden çıkan Kahlo, ailesinin teşviki ile sıkıntı ve acıdan kaçmak için resim yapmaya başladı. Yatağının tavanındaki aynaya bakarak oto-portreler yaptı.Bedensel acılar ve büyük aşk çılgınlıkları ile dolu bir hayatı oldu.
Sık sık sağlığı bozulan Frida, dayanılmaz acılarla başa çıkmak için bütün gücüyle resim yapmış, yalnız ülkesinde değil, Amerika ve Fransa’da sergiler açmıştır.Hayatı boyunca büyük bedensel acılar çeken Frida 47 yaşında öldü. Resimleri dünya çapında büyük şöhret ve başarı elde eden ilk Meksikalı olmuştur.

Walt Disney depodaki fareden dünya çapında bir çizgi kahraman çıkardı...
"Peşinden gidecek cesaretiniz varsa bütün rüyalar gerçek olabilir
Hayal edebilirseniz yapabilirsiniz. Her şeyin bir fareyle başladığını hiç aklınızdan çıkarmayın." diyor Walt Disney...
Kendilerine yoktan bir hayat yaratıp çok iyi yerlere gelen insanlar fazla değildir.Herkesin örnek alıp ders alması gereken insanlardır bunlar. Akıl, hırs, azim,zeka,yokluk, yoksulluk,sabır,acılar, nefret, öfke,intikam her ne ise onları tetikleyen ... İnsanlık tarihindeki en büyük başarılar buluşlar büyük yıkımlar ve kayıplardan sonra olmuştur.İkinci dünya savaşın da kamplardaki insanlık dışı şartlara ragmen hayatta kalmayı başaran insanlar vardı.Nasıl başardıkları sorulunca " her şeye ragmen burdan kurtulup kendilerine yapılanları bütün dünyaya anlatmak ve işkencelere ragmen hayatta kalarak intikam almak ..herşeye ragmen hayatta tutunmak insanlık üstü gayretlerle"

Birbirinden farklı zamanlar da farklı işlerde başarılı olmuş insanların hikayeleri bunlar belki daha da büyük işler yapanlar vardır ama hepsinin hayatından alınacak dersler vardır.İnsan isterse

"İnsanoğlunun içinde uyuyan güçler vardır; kendisi bilse şaşırır. Çünkü bu güçlere sahip olduğu aklından bile geçmez. Bu güçleri uyandırıp eyleme geçirebilse, o kişinin hayatında büyük bir devrim olurdu."Swette Marden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder