7 Şubat 2011 Pazartesi

Zuhal'in Kahvesi


Bir zürafa doğarken yaklaşık 1.8 metre yüksekten yere düşermiş. Dünyaya geldiği an yere çakılmak nasıl bir psikolojik sorun yaratır acaba? Psikologlar, davranış bilimciler, terapistler, kişisel gelişim uzmanları zürafayı çözmeye çalışmıyorlar  ama insanın pin kodunu çözmeye çalışıyorlar.İnsanın  sırlarını, sorunlarını, bilinçaltını ,hafızayı, beyni  çözmeye çalışmak hiçte kolay bişey değil uzaya giden bilim insan psikolojisini hala çözemedi, ruh sağlığını tedavi edemedi.... Terapistlerin en çok uğraştığı dönem doğum -ilk çocukluk dönemi ve aile ilişkileri özellikle aile dizimi ile geçmişin travmalarının gelecekteki izleri silinmeye çalışılır.
Geçen kasım ayında bir erkek bebek dünyaya getiren John Travolta'nın karısı Kelly Preston, Scientology tarikatının kuralları doğrultusunda “sessiz doğum” yaptığını açıkladı.“Ne kadar az sözcük sarf edilirse o kadar iyi. Tabii inleme ya da bağırma ihtiyacı duyulduğunda önünüzde engel yok ancak amaç bebeği mümkün olduğu kadar huzur içinde doğurmak ve öyle de oldu” dedi. Scientology’de bir bebeğin dünyaya gelirken, sakin ve şefkatli bir ortama ihtiyaç duyduğu, küfürlü çığlıklar ve “ıkın” sesleri arasında doğan çocukların bunun etkisini hayat boyunca taşıyacağına inanılıyor.Ünlü oyuncu Tom Cruise ve Katie Holmes da sessiz doğum sayesinde çocuklarının sakin bir kişiliğe sahip olacağına inanan ünlülerden. Doğduğunda herşey steril pamuklara sarılı olsada gerçek dünya hiçte kusursuz değil. Acı ,kargaşa, gürültü,kavga herşey hayatın içinde insanla beraber yok saymak değil baş etmesini bilmek önemli.....
"İnsan belli yaşam dramına aşktır,öyküsü onların kimlikleridir.Siz olanı tam olarak kabullenerek yaşadığınızda,bu yaşamınızdaki tüm dramın sonu olur" -Şimdi'nin Gücü Eckhart Tolle-
Geleneksel psikiyatri geçmiş ile uğraşırken yeni bir görüşte geçmişi geride bırakıp geleceği şekillendirme üzerine çalışıyor. Savundukları şey geçmişin sorunlarını serbest bırakmak geriye takılı kalmamak ..Sürekli değişen hayat koşullarında insanların da kararlarının da davranışlarınında zaman ve yere göre degiştiklerini düşünürsek geçmişte olanlar belki o zaman için en doğru olanlardı ? Sorunlu geçmişin sorunlu kişiliklerin sebebi başkaları olsada 20,30 yada 40 yaşından sonra kişi artık kendi hayatına, kaderine yön verebilir.Geçmişi değiştiremesede geleceğini kendi huzurunu bulabilir. Geçmişe takılı kalmak sorunları çözemezse serbest bırakmak en doğrusu affetmek değil belki ama etkisini azaltmak hayatından çıkarabilmek...  Sorunların kaynağını kurutamasada kendi hayatının sorumluluğunu alıp çözümünü bulmalı....

"Hayatınız her ne kadar öyle görünse de, aslında hiçbir zaman karmakarışık değildir. Çünkü tüm bu karmaşanın içinde çözüm, bilgi, tecrübe, bilgelik ve olgunlaşma vardır. O 'karmakarışık' durumdan bir şeyler öğrendiğinizde bir daha kesinlikle kendinizi aynı yere koymazsınız. En önemlisi, tecrübelerinizden öğrenmeniz ve o tecrübenin neden olduğu drama bağımlı kalmadan yolunuza devam edebilmenizdir. Bazen insanlar drama olan bağımlılıkları yüzünden hayatlarında karmaşa yaratıyorlar."Deepak Chopra

1 yorum: