8 Ocak 2011 Cumartesi

Hayata Dair


Ali Poyrazoğlu'na göre; "Aşkta yaratıcı değilsen hayatı ıskalarsın. Yaşam değişirken ilişkiler de değişiyor. Kendimizle barışmamız, anlaşmamız için önce kendimizle olan birebir ilişkiyi iyi yönetmemiz gerekiyor. Başkalarını sevmemiz için önce kendimizi sevmemiz lazım. Aşk, önce kendini sevmeyi, kendinde aşkı severek, kendi perspektifinden aşkı yansıtmayı öğretiyor. 15 milyonluk vahşi bir şehirde, bu gerçekle yüzleşmemiz için önce kendimizle ilişkilerimizi yoluna koymalıyız. Kendi kendimize beceremiyorsak da başkalarından, kitaplardan yardım alırız.



Değişime inanıyorsak; çağ, ilişki biçimleri, yaşamla olan ilişkimiz değişiyor. Dünya globalleşirken hâkim kültürler, kendilerini bizim yaşama biçimimizin içine filtre ettiler.

İstediğin kadar tutucu ol, 'Hayır, alışveriş merkezine gitmem, şu filmi görmem, şunu almam,' diyebiliyor musun? Burada ne çıkıyor ortaya? Önce kendinle olan ilişkiyi yönetecek bir yaşam koçu çıkaracaksın kendinden. Eğer sen değişimi kendi hayatına yansıtmıyorsan, yaşama değişik dokunmak istemiyorsan, senden iyi bir anne de, iyi bir baba, sevgili ya da âşık da çıkmıyor.

Sevmek öğrenilmesi gereken bir şey. Kimse sevgi konusunda kendini eğitmek istemiyor ki, herkes birbirini sahiplenmek istiyor.

Safça bir narsistlik ilişkisi içinde, kendine âşık tiplerden değilse, kendiyle olan ilişkiyi değişen zamana, koşullara göre yeni baştan değerlendirmek zorunda. Organlarımız değişiyor, saçımıza başımıza kırlar düşüyor, yüzümüzde kırışıklıklar oluşuyor. Kendini her yaşta sevebilecek zihin olgunluğuna varması lazım insanın. Eğer geçmiş bir gençliğin peşinde koşuyorsa, o da bir dengesizlik belirtisi. Kendiyle iletişimi koparan, başkalarıyla da kuramıyor.

 Önemli olan farklılıklardan bir uyum yaratabilmeyi, iki kişinin bir arada ötekini keşfetmeyi öğrenmesi. Arthur Rimbaud bir şiirinde der ki; 'Öteki sensin.' O görmediğin, kabul etmediğin, istemediğin, içine gömdüğün, yüzleşmediğin sen aslında, sendekiler de ben. Ama 'Öteki sensin' mısrasıyla yüzleşmek istemediğimiz için bu hale geldik.  Yaşanmışlıklar, birliktelikler, iyi kötü günler, yaşamın içinde birbirimizi büyüttük. Dostlar birbirlerini büyütür.
SABAH

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder