25 Ocak 2011 Salı

Kitaplar

     KADIN, YEMEK VE TANRI
Zen ustası Shunryu Suzuki Roshi’in dediğine göre, aydınlanma tek bir şeyi sonuna kadar takip etmektir ve eğer aç olmadığım halde hissetiğim yemek yeme dürtümü, merkezine kadar takip edersem, sevmek, yaşamak ve ölmek hakkında inandığım her şeyi o anda orada bulabileceğimi kısa sürede anladım.

Rahatsızlıklardan kurtulmak için yiyecekleri kullanmak yerine tahammül edilmez olduğunu düşündüklerine tahammül etmeyi öğreneceğimizi anlatırım.
Kilo problemi olan ve zayıflamak için çaba harcayan birisiniz. Kaybolmuş veya çaresiz hissetmenize gerek yoktur.
Kadınların aç olmadıkları halde yemeye yönelmelerinin sebebi, adını koyamadıkları bir şeylere olan açlıklarıdır. Günlük hayatın sıkıntılarının ötesinde olan bir şeydir bu….
Duygusal yeme alışkanlığı, işler istediğimiz gibi gitmediğinde kendimizi uzaklaştırmak için kullandığımız yoldur.
Açlığınızı veya tokluğunuzu gerçekten dinlediğiniz her zaman kilo verirsiniz.
Bozukluk şu ki tahammül edilemez olan şu anki hayatımız değil, kaçtığımız acılar zaten yaşandı.Biz ters istikamete doğru yaşıyoruz.
İster 150 kilo olsun ister 70, aç olmadığınız zaman yemek yiyorsanız, yiyecekleri ilaç olarak kullanıyorsunuz demektir. Sıkıntı, hastalık, kayıp, yas, boşluk, yalnızlık ve reddedilmenin üstesinden gelmeye çalışıyorsunuz.
Eğer yiyecekleri uyuşturucu gibi kullanmaya devam ederseniz, eğer hayatınız kilonuz olursa, Kilo Probleminizle ilgisi olmayan her şeyi kaçırırsınız.
İnsanlara kendi bedenlerini dinlemeyi ve saygı duymayı öğretmenin en zor tarafı, onların bedenlerinde saygı duyacak bir taraf olmadığı yolundaki fikirlerinin üstesinden gelmektir.
Kendimizi anladığımızda değişimin olacağına inanacağız…
Hasar vermeye ve kötü talihe , duygusal yemeye ve onun getirdiği problemlere doğru yöneldiğinizi anlayıncaya kadar ,bunda ısrar ettiğinizi- bilinçsizce bile olsa- fark edinceye kadar, hiçbir değişim kalıcı olmayacaktır.
Uğraşmanız gereken şey yaptıklarınızı değiştirmek değil, dürtülerin temelinde yatan yalanların ve eski kararların ortaya çıkıp parçalanmasına yeterli farkındalık , yeterli merak ve yeterli şefkatle tanıklık etmektir. Bitkin, bunalmış ve yalnız hissettiğinizde yemek yemenin hayatınızı kurtarmayacığına inandığınızda duracaksınız.Kendinize yiyeceklerden daha fazla inandığınızda yiyecekleri paramparça olmamak için tek şansınız olarak kullanmaktan vazgeçeceksiniz. Bedeninizin şekli , inandıklarınızın şekline benzemediği zaman kilolar yok olur.
Yiyeceklere yönelmekten daha iyi bir şey yapabileceğinizi, sadece beyninizle değil bedeninizle de anladığınızda yemeye yönelmek vazgeçeceksiniz.Ve bu sefer kilo verdiğinizde bu kalıcı olur.
Zorlama değil gerçekler yemek yeme takıntısın bitirir.
Huzuru bulmak için kendini suçlamaktan daha inanılmaz olan, kendimizi hayatımızın büyük bölümünü siyah maske ve kulak tıkaçları takarak geçirmemiz ve buna hayat dememizdir
Bir başka yol kendi yorumlarımızın altındaki gerçeği görmek
Kronik olumsuz duygular -ki bunlar aynı kısır döngü içinde değiştiremediğimiz- geçmişimizde iyilik ve sükunetle karşılanmadıkları için sindiremediğimiz ve bu nedenle de geçmişte bir zamanlar dondurduğumuz düğümlerdir.
Değişim nefretle değil sevgiyle gelir. Değişim, neyi derinden değiştirmek istediğinizi anladığınız zaman gerçekleşir çünkü o zaman çkkarınıza uygun hareket etmekten başka bir şey yapmanıza gerek kalmaz.
Bir duygunun yaşanmasına izin vermezseniz, onun bitmesine de izin vermiyorsunuz demektir.
Herhangi bir değişimin önündeki en büyük engel, size bunun imkansız olduğunu söyleyen iç sesinizdir.
Üzüntü zaten vardır yemek yemek bir üzüntü nedeni daha ekler, üzüntüyü yok etmez ikiye katlar…
Yemek doygunluğunu hissetmek zor değildir ama dikkat göstermek gerekir. Yavaşlamayı istemeyi gerektirir.
Eğer ne zaman acıktığınıza , bedeninizin ne istediğine, ne yediğinize, ne zaman doyduğunuza dikkat ederseniz saplantıdan kurtulursunuz.Dikkatinizi ne kadar çok verirseniz, takıntılı olmayanı o kadar çok seversiniz.
Eğer yavaşlamazsak , yiyeceklerin üzerine yığdığımız ihtiyaçlar ve inançlarla ilgilenmezsek, bizim için cennetin sadece yiyeceklerin tadı ve cehennemin de kalçalarımızın ölçüsü olduğu bir belirsizlik dünyasında yaşamaya devam ederiz.


**Acıktığınız zaman yemek yiyin
**Sakin bir ortamda oturarak yemek yiyin
**Dikkatiniz dağılmada yemek yiyin.
**Bedeninizin istediğini yiyin
**Tatmin oluncaya kadar yiyin
**Başkalarının gözünü önünde -olmak niyetiyle- yiyin
** Keyif alarak ağız tadıyla ve zevkle yiyin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder