24 Ekim 2010 Pazar

Yemek Gazetesi


KEFİR
Kefir, Kafkasya'da yaşayan insanların sıklıkla kullandıkları sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. Son yıllarda bu süt ürünü Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerinde de yapılmaya başlanmıştır.

Kefir yapımı için laktik asit ve streptokok grubundan bakterilerle, mayaların bulunduğu kefir daneleri gereklidir. Bugün kefir daneleri ülkemizdeki Ziraat Fakültelerinin Süt Teknolojisi Bölümlerinde hazırlanmaktadır. Kefir daneleri ılık suda (30-32°C) 3 saat ıslatılır. Bu süre içinde daneler su çekerek şişer. Yüzeyde şişerek karnabahar görünümü almış kefir daneleri alınır ve su ile yıkandıktan sonra sterilize edilmiş ve soğutulmuş yağsız süte, 1 kısım kefir danesi, 3 kısım süt olmak üzere aşılanır. Karışım, serince bir yerde (10-20 °C) 24 saat mayalanmaya bırakılır. Mayalanma sonunda yüzeydeki daneler artık çalışır duruma gelmiştir. Önceden kaynatılmış ve soğutulmuş (12-15 °C) sütün kilosuna bu danelerden 20-30 gr eklenerek üzeri temiz bir bezle kapatılır. Serin bir yerde (12-15 °C) 8-14 saat tutulur. Bu sürede sık sık karıştırılır ve sürenin sonunda süzülerek kefir daneleri ayrılır ve danesiz kısım şişelere konarak 1-2 gün bekletildikten sonra kullanılır. Kefirin tatlı olması istenirse, bekletme süresi kısa olur. Daneler 8-10 gün ıslak olarak saklanabilir. Uzun süre saklamak için tülbente sarılıp kurutulur. Kefir yapılacağında bu daneler yukarıdaki şekilde kullanılır.

İyi bir kefir, akıcı kıvamda, homojen ve parlak görünüşlüdür, mayalanma sırasında karbondioksit oluştuğundan köpüklüdür. Kefir serin yerde (buzdolabı) tutulmalıdır, oda sıcaklığında bozulur.

Kefirin besleyici değeri, yoğurt gibidir. Mayalanma sırasında içerisinde çoğalan yararlı bakteri ve mayalar, vücuda giren zararlı mikropların etkisini azaltabilmektedir. Özellikle, bağırsak enfeksiyonlarında (ishal, dizanteri kolera vb.) yararlıdır. Ayrıca sedef, egzama, çıban gibi deri hastalıklarında, yüksek tansiyonda kefirin yararlı olduğu bildirilmiştir.
Kefir, yapısındaki bakteri ve mayalarla sahip olduğu probiyotik özelliği sayesinde hazmı kolaylaştırır. Laktoz oranı süte göre düşük olduğundan bağırsağı laktoza karşı duyarlı olan kişiler tarafından rahatça tüketilebilmektedir.
Mide ve pankreas salgılarını artırıcı, bağırsakta antibakteriyel etkisi bulunmaktadır. Vücuttaki bazı mikroorganizmaların ve patojen bakterilerinin olumsuz etkilerini azaltır. Kolesterolü düşürür. Enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemini baskın hale getirici özelliğe sahiptir. Yapısındaki aminoasitle sinir sistemini yatıştırır. Bu özelliği yine yapısındaki kalsiyum ve magnezyum mineralleri tarafından da desteklenmektedir. Kefir B12, B1 ve K vitaminleri açısından da zengindir. Bu vitaminlerin vücuda yeterli oranda alınmasının gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerek deri rahatsızlıklarına karşı sayısız fayda sağladığı bilinmektedir. Günde 250 mililitre ile 1 litre arasında kefir tüketilmesi faydalıdır.

Sütün kefir durumuna gelmesi için mayalanma sırasında sütün proteini kazeinde ve süt şekeri laktozda parçalanma olur. Bu nedenle süte göre kefirin sindirimi kolaydır. Laktozu sindiremedikleri için süt içtiklerinde karın ağrısı, ishal gibi belirti görülenler için uygun olur.

Kefirin bu yararlı etkileri bir ölçüde yoğurt için de söz konusudur. Kefir danelerinin temini ve yapımının yoğurda göre daha güç olması nedeniyle yoğurt gibi yaygın olarak kullanılmamaktadır.
Türkiye Diyetisyenler Derneği

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder